Islanmamış kuru fasulye tencerede kaç dakikada pişer ?

Actinopteri

Global Mod
Global Mod
Islanmamış Kuru Fasulye Tencerede Kaç Dakikada Pişer? Gerçekten Kim Biliyor?

Arkadaşlar, dürüst olalım… Hepimiz bir noktada kuru fasulyeyi “aklıma geldiği gibi” pişirmeye kalktık. Kimimiz “aman ıslatmaya ne gerek var, tencerede hallolur” dedi, kimimiz “annem böyle yapmazdı” diye geri adım attı. Ama gelin soralım: Islanmamış kuru fasulye tencerede kaç dakikada pişer?

Kulağa basit geliyor değil mi? Ama işin içinde fizik, kimya, gelenek, sabır, hatta biraz da ego var.

---

Dakika Saymak mı? Yoksa Mantık Kullanmak mı?

Bazıları, “Basınçlı tencerede 40-50 dakika, normal tencerede 2-3 saat” diye kestirip atıyor. Tamam da… Bu süreler neye göre? Fasulyenin cinsine mi, tencerenin markasına mı, yoksa sizin sabır seviyenize mi?

Burada erkek forumdaşların stratejik yaklaşımını görüyorum: “Bende şöyle bir düdüklü var, şu kadar su koyarsın, şu kadar bekletirsin, bitti.” Matematiksel ve çözüm odaklı. Ama işin empati kısmını kadın forumdaşlar daha çok görüyor: “Eğer misafirin varsa, o fasulyenin sadece pişmesi değil, dokusu, tadı, kokusu da önemli. Geç pişerse rezil olursun.”

İki yaklaşım da haklı. Ama asıl sorun şu: Dakikayı bilmek isteyen, aslında sonucu garanti altına almak istiyor. Ve bu, kuru fasulyede neredeyse imkânsız.

---

Islatma Tembelliği mi, Yoksa Bilinçli İsyan mı?

Islatmadan pişirmek, bir nevi “kurallara karşı gelmek” gibi. Kimisi “Akşamdan ıslatmayı unuttum” bahanesini kullanıyor, kimisi “Vitaminleri suda kalıyor” gibi bilimsel görünümlü bahanelerle kendini savunuyor.

Ama gerçek şu: Islatma, fasulyenin sert dış kabuğunu yumuşatıyor, pişme süresini kısaltıyor ve sindirimi kolaylaştırıyor. Islatmadan pişirmek ise; tencerede daha uzun süre, daha çok enerji, daha çok gaz sorunu… (Evet, o gaz sorunu!)

Burada provokatif sorum geliyor:

Islatmadan pişirmek gerçekten modern hayatın hızına uyum sağlamak mı, yoksa plansızlığımızın bahanesi mi?

---

Dakika Takıntısı Yerine "Pişme Mantığı"

Islanmamış kuru fasulyeyi normal tencerede pişirmek istiyorsanız, süreyi dakika değil, gözlem belirler. Su kaynayacak, fasulyeler kabaracak, sonra yavaş yavaş yumuşayacak.

Burada erkek yaklaşımı: “Su taşarsa şu kadar ekle, fokurdaması şu seviyede olsun, kapağı şu kadar kapalı tut.”

Kadın yaklaşımı: “Kokusu değiştiğinde, tadına baktığında kabuğu ağzında dağılmaya başladığında olmuştur.”

Birisi mühendislik, diğeri sanat. Ve kuru fasulye mutfakta tam olarak bu iki dünyanın birleşimini ister.

---

Tartışmalı Noktalar: Basınçlı mı, Normal mi?

Basınçlı tencere (düdüklü) kullanırsanız 45-60 dakika arası işiniz biter. Ama risk var: Kontrol edemezsiniz. Fazla pişerse hamur gibi, az pişerse taş gibi olur.

Normal tencerede 2-3 saatlik pişirme süreci ise sizi daha fazla kontrol şansı verir, ama enerji faturası ve sabır sınırlarınız zorlanır.

Peki hangisi mantıklı?

- Zamanı az olan için: Basınçlı tencere

- “Lezzet için beklerim” diyen için: Normal tencere

Ama asıl mesele şu: Lezzeti mi, zamanı mı feda edersiniz?

---

Toplumsal Boyut: Mutfak Kültürü vs. Pratiklik

Eskiden annelerimiz, büyükannelerimiz akşamdan fasulyeyi ıslatır, sabah yavaş yavaş pişirirdi. Bu, sadece bir yemek hazırlama süreci değil, mutfak kültürünün ritüeliydi.

Bugün ise “Google’a sor, 40 dakikada pişir” kültürüne geldik. Belki de sorumuzun cevabını dakikada değil, hayata bakışımızda aramalıyız.

Şöyle düşünün: Bir yemek, hem aceleye getirip hem de geleneksel tat beklemek ne kadar mantıklı?

---

Provokatif Sorular (Forum Ateşini Yakalım)

1. Islatmadan pişen fasulye, gerçekten “kuru fasulye” sayılır mı? Yoksa bu, aceleci neslin fast-food versiyonu mu?

2. Düdüklü tencerede pişen kuru fasulye, normal tenceredekiyle aynı ruhu taşır mı?

3. Islatma alışkanlığını kaybetmek, mutfak kültürümüzün yok oluşunun bir göstergesi mi?

4. Erkeklerin pratik çözümleri mi, yoksa kadınların detaycı yaklaşımı mı mutfakta daha başarılı sonuç verir?

---

Sonuç: Dakika Değil, Tavır Meselesi

Islanmamış kuru fasulyenin pişme süresi, teknik olarak:

- Düdüklü tencerede: 45-60 dakika

- Normal tencerede: 2-3 saat

Ama işin özü, bu sadece sayı değil, yemeğe yaklaşım meselesi. Dakikayı bilmek işin yarısı; geri kalanı ise gözlem, sabır ve niyet.

Eğer dakikalara takılıp, yemeğin ruhunu unutuyorsak… O zaman elimizde sadece pişmiş fasulye olur, kuru fasulye değil.

---

İşte benim iddiam bu: Dakika soran aslında konuyu yanlış yerden tutuyor. Tartışmaya açığım. Şimdi siz söyleyin, ıslatmadan pişirme bir pratiklik mi, yoksa mutfakta tembellik mi?

---

İstersen sana bu yazının sonunda forum tartışmasını kızıştıracak ek bir mizahi senaryo da ekleyebilirim, böylece konu daha çok yorum alır. Böyle bir şey ister misin?